ŞEHADETİNİN ALTINCI YILI VESİLESİYLE...
9
Temmuz 2006’da büyük bir direniş onuruyla gülümsemişti Rabbine Şehid Şamil
Basayev.
Cihadın
ve direnmenin çehresinin her dem diri ve taze olduğu Çeçenya’da doğmuş, Mücahid
olarak yaşamış ve doğduğu toprakları kanıyla sulayıp bereketlendirerek yine Mücahid
olarak şehadet yarışındaki yerini almıştır.
Yaşamının
ilkelerini tek tek ele alıp hepsinin üzerinde dikkatle durduğu biricik eseri
Savaş ve Ahlak kitabının tanıtımı vesilesiyle onu ve aşkın sevdasını
hatırlayalım istedik.
Kitabın
başında belirttiğine göre; şehadetinden 3 yıl evvel, Mart 2003 tarihinde iki
hafta gibi müsait bir zamanı olmuş. Bu zaman zarfında eline bir bilgisayar ve
aynı zamanda meşhur “Simyacı” kitabının da yazarı olan Paulo Coelho’nun
“Aydınlık Savaşçıları El Kitabı” isimli eser geçmiş. Bu kitaptan yola çıkarak
Mücahidlere yol haritası çizmek istemiş. Kitaptaki tüm konuları cihada uyarlamış.
Bazı bölümleri çıkarıp ve bazı bölümlere de eklemeler yaparak (ayet, hadis ve
sahabe hayatlarıyla güçlendirerek) Kur’an’a ve Sünnet’e uygun bir “Mücahidin El
Kitabı” meydana getirmiş şehidimiz. Ve sonra “Savaş ve Ahlak” ismini layık görmüş
bu hacmi ufak ama mahiyeti dağlar boyu, anlamlar deryası çalışmasına.
Hangi konulara değinmemiş ki!
İyiliğe
dikkat çekerek satırlara başlamış. Eğitimin öneminin altını çizmiş. Tecrübenin
esaslığının vazgeçilmezliğini belirtmiş. Savaşın hile olduğunu, strateji
belirlemeksizin yol alınamayacağını, kusursuzluğa oynanması gerektiğini,
taktikler geliştirmenin olmazsa olmazlığını, sebatkâr yüreklere sahip olmadan
yol alınamayacağını, dertlerin ve sıkıntıların kaçınılmaz olduğunu bir bir ele
alarak işlemiş Şehid Basayev.
Ele
aldığı bazı konu başlıkları şu şekilde: Akıl, Risk, Azim, Karar, Dostluk,
Cömertlik, Namaz, Zafer vs.
Şehidin,
kısa kısa altmış dokuz başlıktan ibaret olan ve her konu içeriğini mutlaka ayet
ve hadislerle güçlendirdiği bu yüzoniki sayfalık eseri, okuyan herkesi cihadın
tam ortasına davet ediyor. Zaten cihad kıyıda-köşede olmaklığı değil, bizzat
meydana adımlanmayı gerektirmez miydi?
Yaşayarak
yazmayı ve yazarken yaşamayı bizzat soluyan bir kahramandı o. Şehadetinin
altıncı yıldönümünde onu, bu kitabını da gündeme alarak, tekrar anıyoruz ve
davasını selamlıyoruz.
Önderlerinden
nicelerini şehadetle taclandıran Çeçenya direnişinin izzetli evlatları,
verdikleri şehidlere değil de; ümmetin boşvermişliğine, unutmuşluğuna ve
kaygısızlığına içerlenirlermiş duyduk ki!
Müslümanlar,
zalimlere ve ekine-nesle kast edenlere karşı duran savaşçı yiğit kardeşlerini
unutma lüksüne sahip olmasalar gerek.
İyi
ki varsın Şehadet. Olmasaydın eğer, nasıl onurumuz aklanırdı ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder