20 Ağustos 2007 Pazartesi

Dostum… Seninleyim…

Bu hayatı yaşıyorsak eğer, kendimize dostlar, yolcular, yoldaşlar edinmemiz lazım gelir. Çünkü tek başına, her şeye gücü yeten, her şeyin üstesinden gelip defaatle başarıya ulaşan tek varlık, alemlerin ve tüm varlıkların Yaratanı Yüce Rabbimizdir. Bu vesileyle insan olarak tekliğimizin mümkünatsızlığını sezinleyerek, kendimizi o şeklide hayat deryasına sürmeliyiz.

Öyle dostluklar edinmeliyiz ki, her şeylerini Rablerine ve fıtratının yönelttiği taraflara harcayan, bundan hiçbir maddi kazanç hesabı yapmayan ona göre davranış gösterenler olmalıyız. Ve tabi ki, bizim o yönlere meyyalliğimiz daha da bolca olmalı ki, dostumuzla olan dostluğumuz anlamlansın.

Şu dünya üzerinde, kayda değer tek dostluk vesikası, içerisinde kesinlikle menfaat bulunmayanlardır. Menfaat gündeliktir, dostluk gerçekliği ise asırlık bir çınar misaliyle, hayat sürdürmek suretiyle vuku bulur.

Zihni geniş, tahayyülesi derin, muvazenesi sürgit ileriyi gözetleyen kullar, iyiliğin, dostluğun ve güzelliğin müntesipleridirlar.

Rabbim sen bizleri, doğrunun doğruluğunu, doğrulayanlardan kıl ve safta olanlarla birlikte bizleri haşreyle…

11 Ağustos 2007 Cumartesi

BİR DOĞUŞ

25 yılın hülasası Anısına…

bir doğuştur bizimkisi
zulûmatın
olmazlık devşiren çehresinden

kalkış nağmeleri
herdem tutuşturur
yüreklerimizi

en kavî ahvallerde
mütebessim duruşlar
kıvılcıma dönüşür

gün tamamlamak
‘kün’e sevda perçinlemektir.

Muhasib duruşların
Yürürlüğü
Silinmez

Ve bilinmez
Her nefes alışta
Nelerin verildiği…


FATİH PALA
10/08/2007

1 Ağustos 2007 Çarşamba

Herşey Bizim Biz De O’nun İçiniz

Yüce Hâlıkımız, bizlere görüp fark edecek, düşünüp kavrayacak ve yaşayıp anlamlandırılacak bir hayatı “hayatlanabilmemiz” için bize özgür bir irade sunmuştur. Bu irade Kendinden geliyor insana ve yine Kendine olması gerekecek bir minvalde sürgit devam etmesini istemektedir.

Gözümüzün görebildiği, zihnimizin tefekkür edebildiği her yaratılmış varlık, insanı bir şekilde Rabbe yönlendirmektedir. İradesini özgür bir vaziyette kullanıma sokup Rabbine uygun bir kul olabilmek gayretini sarf edenlere çağrışım yapmaktadır daima.

Kainattaki her varlık insan için, onun maslahatına uygun olarak yaratılmıştır; fakat, insan bunun farkındalığına varıp da hangi merhalede bulunacağından bîhaberdir.

İnsan, Allah içindir vardır.O’ndan gelip ve tekrar O’na dönüşüp içerisindedir.

Rabbi karşısında eşref-i mahlukattır. Ama, değerini bilmeden, değerlerden yoksul olarak hayatını hep heder eder nedense!

Kalplerinde imanın iktidarını yaşamlandıran insanlar, imkanları dahilince bir şeyler yapıp bir şeylerden sakınırlar. Bu yapılıp sakınılanlar, her zaman emr-i bil, maruf nehy-i anil münker ilahî fermanının çizdiği rota dahilince sürerlilik kazanır.

Her kul dünyaya, bir yaşanılası hayata bırakılıverir.

Ne mutlu bu hayatı mes’ud yaşayanlara!...