27 Eylül 2007 Perşembe

Birliktesiz Birlikteliğimiz...

İnsan insanlığını düşüncesinde belirler. Bu belirtide, insanoğlu farkında olmaksızın bir yerlere yönelir. Yani kendine bir kulvar seçer ve bu kulvarda aynı duygu ve kaygıları paylaştığı can dostlarıyla birşeyleri sırtlanır. Bu sırtlanışta kâh işe yaramaz, değerden uzak şeyler vardır kâh muazzam, muhteşem, nihayeti kârlı bir alışveriş'i sorumlu olduğu yükümlülüklerle taşımak…

İnsan, fıtratı üzerine kendisini ölçerse bu kainata boş yere, gelişi güzel bırakılmadığını; bilakis çok değerli, ibretamiz eylemlerin müntesibi olarak yaşam sürdürmeye geldiğini kavrar. Her varlık, nasıl ki, bir nizam-intizam içerisindedir, diğer varlıklardan daha değerli olan kendisi de öyledir.

Rasulullah, birbirimizin dertleriyle dertlenip, kederlerimizi paylaşmamızı tavsiye etmiştir. Bizler de bu tavsiyeden olarak hiç tereddütsüz, bu sünneti icra ettirmeliyiz. Ne mutlu Rasulullah’ı önder kabullenip, Onun sünnetini yeryüzünde yaşamaya ve yaşatmaya kendini adayanlara!

Tevhidi çizgide, kendine gelip ve bu minval üzere yol alanlar, vahdeti ve ümmet bilincini, yapmaları gereken ödev ve sorumluluklarının başat kısmına yerleştirmelidirler. Çünkü, Tevhid, birliğe ve tağutlara karşı Rabbani temeller üzere mücadeleye çağırır insanlığı. Ve, bu zeminde hayatı dizayn eder.

Ey Rabbimiz! Sen, bizleri, vahdet üzere defaatle yol alıp bu bilinç üzere kardeşlerini tanıyanlardan eyle! Amin