20 Temmuz 2007 Cuma

Sözün Öz’ünü Yazmak

Yazmak, anmaktır; farkına, zor olsa da, varmaktır; eksikliği anlamaktır; zamanın kısır döngüsüne kanmamaktır.

Yazan her kalem sahibi, dolgunluğunu meydana serer. Dolmuştur ve boşalmanın yolunu, kağıda yönelmekte bulmuştur.

Ukbaya yönelen his sahibi her kul mutlaka bir şeylerin doygunluğunu yaşamıştır.

Rabbi Rahim’imiz, bazı kullarına yazma yetisi vermiştir; Hakk söz’ü, Hakça, Hakk yolunda/yordamında halk’a ulaştırmaları için.

Ne mutlu asıl/asil görevinin bilincinde olup da sapmaksınız ve saptırmaksızın yolunu daim eyleyene.

Yazı, okumanın en sevimli ve en verimli getirisidir. Okuyamayan, anlayamayan, kavrayamayan, sorgulayamayan, yeni yeni olaylar/düşünceler/oluşumlarla tanışık olamayan bir şahsın yazdıkları da bu meyanda olur.

“Bir yazar, en iyi okuyucudur! sözü yeterlidir anlamak isteyene.

Okumanın ve okuyanın tarihi seyrine geniş kapsamlı bir göz atıldığında; hep ilahi öğretilerin insanlığa yazılı şekillerde sunulduğu gözlemlenecektir.

Herkesin aşina olduğu Aziz Kitab-ı Kerim’imiz, bize en büyük ve en gerekli nimettir.

O’nu ve bildirilerini referans almaksızın sarf/zarf edilen bütün yazılışlar, mutlaka ve mutlaka şaşırışlar içerecektir.

Rabbim şaşkın eylemesin bizi! (Amin)

Hiç yorum yok: