15 Temmuz 2007 Pazar

Hayat Bulan Yazılar

Yaşamak, basit bir olgu değil; çok değerli ve elzem bir dolgunluktur.

“Hayatı oyun sananlar, son espriyi iyi düşünsünler” der bir söz eri.

Hangi anda ve mekânda olduğumuzdan bîhaber yaşantının müntesipleri olmaktan sıyrılmak, ne zamandır, ey can ve gönül taşıyan?

Yaşayanlar yazmıştır, ama hep görülmüş müdür yazanların yaşadığı? Nedendir bilinmez; söz eri bolcadır, ama işleyeni/tatbik eyleyeni nadirdir.

“Yazmak yürek ister”in öncesinde ve hatta ötesinde; yazmak, yaşamaya gebe olmaktır.

Hayat bulmayan sözü n’etsin yürek ey can?

Kimileri, kalemlerine mürekkep yerine, kan doldurup öylece hayat bulmuşlar.

Kimileri, rahat koltuklar üzerinde, kalkansız kılıçlar kuşanmışlar.

Kimileri, “İnsanlar nezdinde, meşhur bir yazar olmaktansa; meçhul bir yaşar olmayı yeğlerim.” derd’i ve dâhi dersi hallerinde.

Kimilerini ise, n’olur sorgu sual eyleme ey dost can kardeşim.

Fazlaca yazmakla birlikte, yüreklere kazımak istediğim bu düşünce(cik)lerimi bütün hayat ehli candaşlarıma kaygıyla sunarım!.

Hiç yorum yok: