30 Temmuz 2007 Pazartesi

Yol Bilinci ve Yolcu…

İnsanın gelişim aşamasının ilkini oluşturan okumak eyleminden sonra, okumak eylemini de olgunluğa ve dolgunluğa ulaştıracak, bilinçli insanları, ilim ehlini can kulağı ile dinlemek, ikinci aşama olarak karşımıza çıkar.

Daha sonra, sosyal hayat içerisinde aksiyoner kişilikleri örnek almak vardır bu olayın içinde.

İnsan kendisini ne kadar bilinçli sayarsa saysın, muhakkak surette bilmediği bir çok şey çıkacaktır. Onun için, tecrübe sahibi insanlardan tecrübelerini ve bu tecrübelerin gelişim/oluşum aşamalarını da öğrenmek icap eder.

Hayatın ileriki evrelerinde, yani karşılaşacağımız hayati meselelerde, daha önce yapılan yanlışlıkları tekrarlamamak ve gelecek nesle kötü örnek teşkil etmemek için yaşanan tecrübeleri yol haritası olarak kabul etmek gerekir.

“Çok okuyan değil, çok gezen bilirmiş” sözünden pay çıkarabiliriz konumuzla ilgili olarak. Bu söz tümüyle doğruluk içermese de, biz alacağımızı almalıyız.

Birilerinin önümüzden gitmesi, bizlere öncülük etmesi ve öncü değerler nakşetmesi gerekmektedir. Ki, eğer, önderlik müessesesi, örneklik merhalesi mevcut olmasaydı; Rabbimiz, ilk olarak Sahabeye, daha sonra da tüm insanlığa bir rahmet olarak, Rasulünü güzel örneklik teşkil etmesi için göndermemiş olurdu.

O zamanlar, insanlık abidesi Muhammed Mustafa (s.a.v) vardı.

Şimdi de, O’nun meşalesini, davasını, derdini göğüsleyecek yürekli ve bilekli muvahhid insanların, önderlerin olması gerekiyor.

Yeni yetişen neslin yolunu bulabilmesi ve yol bilinciyle hareket edebilmesi için olmazsa olmazlardandır, bu önderlik meselesi ve müessesesi.

Hiç yorum yok: