11 Haziran 2012 Pazartesi

GARİP BİR BAHAR TAVSİYESİ




Ay Vakti’nin Mayıs-Haziran 2012 sayısında güzel deneme, şiir ve öyküler yazıldı, paylaşıldı yine. Kendini okutturan ve “hemen de bitti” dedirten yazı çalışmaları derginin sayfalarını renklendirmiş. Hepsi birbirinden kıymetli ve okuyanını ‘boşa vakit geçirtmeyen’ türden düşünce mahsülleri.

Renkli çalışmalardan özellikle bir tanesi, kendine uğrayan okuyucuyu hemen salıvermiyor. Okuyucusuna  cümleler arasında usulca yürümesini ve ‘dikkatli bir anlayış çerçevesi oluşturma’sı gerektiği düşüncesini hatırlatıyor.

Evet, mevzubahis çalışma, Recep Garip’in Kitaplarla Baharı Yaşamak yazısı. Özgün ve samimi sözleriyle güzel tavsiyelerde bulunmuş bize Garip adam. Mesela diyor ki: Okumak; kişiyi geliştirir. Kişinin aklını, anlayışını, zekâsını, tecrübesini, bakışını geliştirir.Kişiliğin gelişmesindeki asıl unsur bulunulan ortamdır. Nasıl bir ortamda yaşanıldığının, nelerle uğraşıldığının, nelerden hoşlanıldığının, vaktin çoğunluğunun nerelerde ve nasıl harcandığının önemi vardır...

Büyük hayaller kurmayı öğretmenin derdindedir: Hayaller ve düşler bireyin önemli azıklarındandır. Sözün kazandırdığı anlam zenginliği; düşleri de, düşünceyi de geliştirir. Bunun farkına varan birey, kendisinin değerli olduğu üzerinde asla şüphe etmez...

Birer insanlık birikimi olarak tanımladığı kitapları, yazarlarının sadece yazmakla kalmayıp aynı zamanda yeni imkan alanları açtığını söylüyor: Büyük insanlık birikimi olan kitapların ustaları birbirine ekledikleri kültürel mirasla insanı büyütürken aklın ziyası yeni gelişmelere de imkânlar tanır... 

Kitabın geçmişle gelecek arasında kurduğu bağla ilgili sarf ettiği şu duygulara insan hak vermeden edemiyor: Asıl söylemek istediğimiz geçmişte olanları anlamak demek, gelecek için daha kalıcı, daha sistemli, daha planlı bir dünya bırakmak demektir. Bu nedenle kitabın hayatımızdaki yeri kültürlerin oluştuğu havzalardır...

Okumanın insan üzerinde bıraktığı izlerle ilgili olarak da şunları belirtmeden geçmiyor Garip: Okudukça zihni berraklaşan insanın davranışları da tutarlıdır. Düşünce her zaman insanı tefekküre yöneltmelidir. Mütefekkir insanlar düşünceyi biriktirmiş insanlardır. Hem zahirin hem de batının ilmiyle kendilerini süslemeyi becermişlerdir. Tarihin bilinmesi insanın geçmişle gelecek arasında köprüler kurmasını sağlar. Aklı kullanmayı öğretir bize...

İnandığımız kitabın hayatımıza hükmeden kitap olduğunun altını çizdikten sonra, kitaplarla yollarını ayıran toplumların uygarlıklarını kaybedeceklerini de vurgulamadan geçmiyor.

Okumak, bir bilince ermektir, bir kararda kalmaktır, murada ermektir. diyerek Kitaplarla Baharı Yaşamak-1 isimli deneme çalışmasını sonlandırıyor Recep Garip. Tabi bundan anlıyoruz ki, derginin gelecek sayısında bu hususa devam edecek.

Dergide Necmettin Evci’ye ait Ay Vakti’nin taze kitaplarını (Ay Olun İnsanlar-Şeref Akbaba, Yaşamak Öldürür Beni-Necmettin Evci, Saklı Mektuplar-Şiraze, Zemheri-Naz Ferniba) konu alan “Bir Yürüyüşü Taçlandıran Kitaplar” isimli deneme de ayrıca okumaya değer cinsten.

Ay Vakti bunu hep yapıyor. Yani insanı, okudukları güzellikleri paylaşmaya yitiyor. Zira o hep, “Yol Sabırdır.” der.

Hiç yorum yok: