Ay
Vakti’nin Mayıs-Haziran 2012 sayısında güzel deneme, şiir ve öyküler yazıldı,
paylaşıldı yine. Kendini okutturan ve “hemen de bitti” dedirten yazı
çalışmaları derginin sayfalarını renklendirmiş. Hepsi birbirinden kıymetli ve okuyanını
‘boşa vakit geçirtmeyen’ türden düşünce mahsülleri.
Renkli
çalışmalardan özellikle bir tanesi, kendine uğrayan okuyucuyu hemen
salıvermiyor. Okuyucusuna cümleler
arasında usulca yürümesini ve ‘dikkatli bir anlayış çerçevesi oluşturma’sı
gerektiği düşüncesini hatırlatıyor.
Evet, mevzubahis
çalışma, Recep Garip’in Kitaplarla
Baharı Yaşamak yazısı. Özgün ve samimi sözleriyle güzel tavsiyelerde
bulunmuş bize Garip adam. Mesela diyor ki: “Okumak; kişiyi geliştirir. Kişinin aklını, anlayışını, zekâsını,
tecrübesini, bakışını geliştirir.Kişiliğin gelişmesindeki asıl
unsur bulunulan ortamdır. Nasıl bir ortamda yaşanıldığının, nelerle
uğraşıldığının, nelerden hoşlanıldığının, vaktin çoğunluğunun nerelerde ve
nasıl harcandığının önemi vardır...”
Büyük
hayaller kurmayı öğretmenin derdindedir: “Hayaller ve düşler bireyin önemli azıklarındandır. Sözün kazandırdığı
anlam zenginliği; düşleri de, düşünceyi de geliştirir. Bunun farkına varan birey, kendisinin değerli olduğu üzerinde asla
şüphe etmez...”
Birer
insanlık birikimi olarak tanımladığı kitapları, yazarlarının sadece yazmakla
kalmayıp aynı zamanda yeni imkan alanları açtığını söylüyor: “Büyük
insanlık birikimi olan kitapların ustaları birbirine ekledikleri kültürel
mirasla insanı büyütürken aklın ziyası yeni gelişmelere de imkânlar tanır... ”
Kitabın
geçmişle gelecek arasında kurduğu bağla ilgili sarf ettiği şu duygulara insan
hak vermeden edemiyor: “Asıl söylemek istediğimiz geçmişte olanları anlamak demek, gelecek için daha kalıcı, daha sistemli, daha planlı bir dünya bırakmak
demektir. Bu nedenle kitabın hayatımızdaki yeri kültürlerin oluştuğu
havzalardır...”
Okumanın
insan üzerinde bıraktığı izlerle ilgili olarak da şunları belirtmeden geçmiyor
Garip: “Okudukça zihni berraklaşan
insanın davranışları da tutarlıdır. Düşünce her zaman insanı
tefekküre yöneltmelidir. Mütefekkir insanlar düşünceyi biriktirmiş insanlardır. Hem zahirin hem de batının ilmiyle
kendilerini süslemeyi becermişlerdir. Tarihin bilinmesi insanın
geçmişle gelecek arasında köprüler kurmasını sağlar. Aklı kullanmayı öğretir bize...”
İnandığımız
kitabın hayatımıza hükmeden kitap olduğunun altını çizdikten sonra, kitaplarla
yollarını ayıran toplumların uygarlıklarını kaybedeceklerini de vurgulamadan
geçmiyor.
“Okumak,
bir bilince ermektir, bir kararda kalmaktır, murada ermektir.” diyerek Kitaplarla Baharı
Yaşamak-1 isimli deneme çalışmasını sonlandırıyor Recep Garip. Tabi bundan
anlıyoruz ki, derginin gelecek sayısında bu hususa devam edecek.
Dergide
Necmettin Evci’ye ait Ay Vakti’nin taze kitaplarını (Ay Olun İnsanlar-Şeref Akbaba, Yaşamak Öldürür Beni-Necmettin Evci,
Saklı Mektuplar-Şiraze, Zemheri-Naz Ferniba) konu alan “Bir Yürüyüşü Taçlandıran Kitaplar”
isimli deneme de ayrıca okumaya değer cinsten.
Ay
Vakti bunu hep yapıyor. Yani insanı, okudukları güzellikleri paylaşmaya
yitiyor. Zira o hep, “Yol Sabırdır.” der.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder