13 Eylül 2010 Pazartesi

İNCE DOKUNUŞLAR II


Yaz olur, rehavet olabildiğince yaygın olur. İnsan, kaygılara ve sancılara uzak durur. Nefsine hoş gelen yolları dikkatlice korur. Ey Müslüman sen “sen” ol, ne olur!
***
Geceyi üzerimize bir sekine olarak indiren Rabbimize hamd olsun. Gece, uyanmak için derince uyumaktır. Rabbim hep uyanık kılacak sağlam uykular nasip etsin.
***
Nefes aldıran ve hayat yağdıran evsafına kurban olduğumuz ey kerim kitap! Aydınlığınla parıldat her bir yanımızı ve canımızı. Ey rabbimiz! Bizi onda diri tut...
***
Yeni dünyalara, yeni deryalar gerek. Yeniden, yenilmeden ve yüksünmeden yürek potansiyelini sektirmeden, anlamlara ve ahkâmlara açılmak gerek.
***
İnsan susarsa ve kusarsa tüm çirkefliğini zalim, yaşanabilir yanlarımız en ufak esintide pusarsa; eller elleri, yürekler yürekleri uyandırmaya koşmak zorunda.
***
Hiçbir kimseden, hiçbir ücret istemeden davaları aşkına bütün varlıklarını feda etme ulviyetinin bariz örnekleri olan Nebi ve Resuller... Ve biz! Ne kadar uzağız.
***
Öyle bir rahmet gönderir ki semavat, arzın kucağı kifayet etmez bu cümbüşe karşılık vermeye. Ne edersek, kendi elimizle! Ne gelirse, elimizden! Ne giderse, ömrümüzden!
***
Dağların ağlarında hürriyet türküleri tutturanlar, ovadakilere muallim olurlar. Oralara çağırırlar yine ve yeniden başlamak için tazelenmenin yollarını ararlar.
***
Bir söz var ki, bütün has söylemler ondan neşet eder. O tatlandırır, o hayatlandırır ve o anlamlandırır tüm yaşanmışlıkları. En kutlusudur o sözlerin: la ilahe illallah…
***
Selam olsun, Rabbe dönük bir yüz ve yürek taşıyanlara. Selam olsun, kalkış türküleri okuyanlara. Ve selam olsun, uyanıklığı kendilerine rahmet telakki edenlere...
***
Sesler gelir yüksek ve naif. Duymaya engin bir izan ister. Zulûmatın beynini tırmalamaya ısrarlı bir ezan ister. Ve sökmeden şafak, kıyamı bekleyen bir adam ister.
***
Geç kalınmamıştır hiçbir şeye, hayat ve iman olduğu sürece. Sevda renkli teyakkuz halleri arzı kuşattığında; geriye ya dönmek ya da ölmek kalır. Seçkimiz ne ola?
***
İnsan, her an her şeye ve her habere hazırlıklı olmalı. Aleyhine gelişecek olaylar çöküntü vermemeli. İmtihan sınırlarında olduğunun bilinciyle metanetli olmalı.
***
Yolda olmak, yolu tanımayı gerektirir. Yolu iyi bilmeyenler, yolda kalırlar. Yolun fıkhını özümsemeyenler. Kendilerini “yoldayım” diyerek avutmamalıdırlar.
***
Yarın, hatta yarına kalmadan, ölecekmiş gibi bir ömür sürdürme bilinci, kimlerin hesabında kaldı acep? En yakınımız ve en yakınımızda olan ölüm bizi diriltmeli.
***
Her şeye rağmen, sevinci ve huzuru çocuklardan; sevgiyi ve şefkati annelerden; şerefi ve haysiyeti babalardan; vefayı, muhabbeti ve sevdalanmayı kardeşlerden öğrenmeli.
***
Kopmadan kardeşlik bağından ve yol alarak ümmetin bağrından, samimiyeti tazelemek hissiyatıyla; Kitabımızda ve Rasulümüzde buluşmanın planlarını yapmak zorundayız.

Hiç yorum yok: